En İyi 10 İskandinav Polisiyesi

İskandinav ülkelerinde suç konulu kurgular 1990'larda ortaya çıktı. Irak köyler, derin ormanlar ve buzlu tundralar gibi kasvetli doğa ortamlarında geçen İskandinav noir, ortaya çıktığında karanlık konuları ve karmaşık karakterleriyle dikkat çekti.

İskandinav kara romanları genellikle toplumsal sorunları, psikolojik derinliği ve ahlaki belirsizliği işler, suçun bireyler ve toplumlar üzerindeki etkisinin gerçekçi tasvirlerine odaklanır. Üslup olarak işlevsel bir sadeliğe sahiptir. Bu romanlarda karanlık İskandinav geceleri ile beyaz kar arasındaki tek renkli kontrast, sıçrayan kanın kızıllığıdır.

İskandinav kara romanları uzun zamandır uluslararası suç edebiyatı listelerinde başı çekiyor. Türün azalmayan popülaritesinin bir nedeni de karakterler. Kahramanlar genellikle kahve veya içki içen, uykuyu ihmal eden, karmaşık kişisel yaşamlara sahip suç avcıları olsa da iç çatışmaları onları çok empatik karakterler haline getiriyor ve bizi kusurlu evrenlerine çekiyor. Birçok İskandinav kara romanı çok kitaplı serilerin parçası.

Sayısız harika kitabın yer aldığı bu türde birbirinden iyi yazarlarla karşılaşıyoruz. Ancak dünya genelinde kalıcı bir etki bırakan ve eserleri dünya çapında milyonlarca kişi tarafından okunan bazı yıldız yazarlar, diğerlerinden ayrıştı. Bu türün ikonik yazarları arasında Stieg Larsson, Henning Mankell, Jo Nesbø, Camilla Läckberg, Jussi Adler-Olsen ve Max Seeck gibi isimler yer alıyor.

Ejderha Dövmeli Kız

Stieg Larsson

İsveçli yazar Stieg Larsson'un 2005'te ölümünden sonra yayınlanan Ejderha Dövmeli Kız'ı en ikonik ve tüm zamanların en çok satan İskandinav suç romanlarından biridir. Millennium serisinin ilki olan kitap, itibarsızlaşmış finans gazetecisi Mikael Blomkvist ve sinirli ve kurnaz, dövmeli bilgisayar korsanı Lisbeth Salander'ın etrafında dönüyor. İkili, İsveç'in en zengin ailelerinden birinin bir üyesinin kaybolmasını çözmek için işe alınıyor. Çalışmalarına başlayınca, ailenin karanlık geçmişine bir pencere açıyorlar ve bu, hayal edebileceklerinden daha korkunç bir hal alıyor.

The Snowman

Jo Nesbo

Aylardan Kasım'dır ve kışın ilk karı Oslo'yu kaplamıştır. Jonas adında genç bir çocuk gecenin bir yarısı uyandığında annesinin ortadan kaybolduğunu anlar. Jonas pencereden dışarı baktığında, gecenin bir vakti bahçesinde açıklanamayan bir şekilde beliren bir kardan adam görür. Kısa süre sonra Jonas kardan adamın tanıdık bir şey giydiğini fark eder - annesine ait pembe bir atkı. Yerel dedektif Harry Hole, ilk kar yağışı sırasında kaybolan diğer kayıp kadınlarla bağlantısı olduğu anlaşılan davayı üstlenir.

The Girl Who Died

Ragnar Jónasson

Sadece 12 kişinin yaşadığı ürkütücü köye vardıktan sonra, Una kısa sürede genç bir kızın gizemli ölümünü öğrenir. Yerlilerin uğursuz düşmanlığı, en kasvetli manzaralar ve bazı doğaüstü alt tonlarla birlikte, tüm ışıkları açık bırakmanızı sağlayacak ürkütücü bir gerilim.

Cabin Fever

Alex Dahl

Kristina, müşterisinin Norveç ormanlarının derinliklerindeki uzak bir kulübede kendisine katılmasını rica ettiği başarılı bir Oslo terapistidir. Biraz da kış ortası karanlığı, dondurucu soğuk ve yalıtılmış vahşi doğaya yapılan, iyi düşünülmemiş bir yürüyüş ekleyin. Bundan sonra olacaklar oyuncak ayıların pikniği değildir.Yarı Amerikalı yarı Norveçli Dahl, Stephen King'in Misery adlı kitabına şapka çıkaran ürpertici bir sonla, rahatsız edici ve gerilimli bir saplantı ve ikiyüzlülük hikâyesi yazmış.

The Deathwatch Beetle

Kjell Eriksson

Gräsö adasından bir kadının iz bırakmadan kaybolmasının üzerinden dört yıl geçmiştir. Eski polis müfettişi Ann Lindell, kadının hayatta olduğunu duyduğunda emeklilikten ayrılıp bir kez daha dedektifliğe soyunur. Bu ustaca tempolu gerilimi harika bir kitap yapan şey Eriksson'un karakter tasvirleri ve dil kullanımıdır. Deathwatch Beetle yalnızca ilgi çekici bir dedektif hiâyesi değil, aynı zamanda İsveç'in içten içe kendi aşınmasını gösteren sınıf, aile ve cinsiyet üzerine toplumsal bir yorumdur .

The Rabbit Factor

Antti Tuomainen

İskandinav Noir'ınızı biraz karanlık mizahla seviyorsanız, Antti Tuomainen tam size göre. Finlandiya'nın en beğenilen dedektif hikâyesi yazarlarından biri olan Tuomainen, hızlı tempolu hikâyeleri ve karanlık komediyi özgürce kullanmasıyla tanınmaktadır. The Rabbit Factor da farklı değildir. Sigorta matematikçisi Henri'nin, aynı anda işini kaybeden ve bir macera parkı miras alan başkahraman olarak rol aldığı kitap, Henri'nin hayatının bir gecede öngörülebilirden kaotik hale gelmesini anlatıyor.

Hildur

Satu Rämö

İzlanda'nın engebeli ve ücra bir köşesi olan Westfjords'da geçen Hildur, sakin köyünde aniden ortaya çıkmaya başlayan suç ağını çözmeye başlayan baş karakter dedektif Hildur Rúnarsdóttir'i konu ediyor. Fin polis ortağı Jakob ile birlikte ikili, tenha bir toplulukta yaşamanın insanlarda ortaya çıkarabileceği en kötü şeyleri sergileyen uğursuz suçlarla karşı karşıyadır. Bununla birlikte, Hildur'un da mücadele etmesi gereken kendi şeytanları vardır ve bunlar olay örgüsü ilerledikçe onu rahatsız etmeye devam eder.

Still Waters

Viveca Sten

İsveç takımadalarındaki güneşli, pastoral bir ada, zorlu suçlar için beklenmedik bir yer. Yine de İsveçli yazar Viveca Sten, en ilgi çekici davaları çözme konusunda sürükleyici bir tarza sahip. Sten'in Sandhamn Cinayetleri kitap serisi, serinin ilk romanı olan Still Waters ile dünya çapında sadık bir okuyucu kitlesi kazandı.

Ilık bir Temmuz sabahı, bir balık ağına dolanmış bir ceset Sandhamn kıyısına vurur. Dedektif Thomas Andreasson olay yerine gelen ilk kişidir ve ölen kişiyi aylardır kayıp olan Krister Berggren olarak teşhis eder. Andreasson ilk başta bunun bir kaza olduğunu düşünür, ancak adada başka bir ceset ortaya çıktığında tüm işaretler serbest dolaşan bir katili işaret eder.

The Ice Princess

Camilla Läckberg

İsveçli yazar Camilla Läckberg, 11 romandan oluşan Fjällbacka serisinin yanında, okunmaya değer birçok kitaba sahip. Läckberg'i okumaya; baş karakterleri yazar Erica Falck ve dedektif Patrik Hedstrom'u tanıtan ilk kitap olan The Ice Princess ile başlamanızı öneririz.

Erica memleketi Fjällbacka'ya döndüğünde, çocukluk arkadaşı Alex'in intihar ederek öldüğünü öğrenir. Arkadaşının anısını onurlandıran Erica, Alex hakkında bir kitap yazmaya başlar. Erica, Alex'in hayatının karmaşıklıklarına derinlemesine dalarken, yerel dedektif Patrik intihar hakkında şüphelenir. Kısa süre sonra, ikisi çalışmalarını birleştirir ve köyün geçmişine dair ürkütücü ayrıntıları ortaya çıkarmaya başlarlar.

Cadı Avcısı

Max Seeck

Fin yazar Max Seeck, 2019'da yayımlanmasının ardından hızla uluslararası beğeni toplayan romanı Cadı Avcısı'nda görüldüğü üzere sürükleyici suç hikâyeleri oluşturma konusunda büyük bir yeteneğe sahip. Seeck'in Jessica Niemi dizisinin ilk bölümü olan Cadı Avcısı, karısı siyah bir elbise içinde ve yüzü ürpertici bir gülümsemeyle donmuş halde ölü bulunmuş olan, tanınmış bir yazarı konu alıyor. Dedektif Jessica, başlangıçta kurbanın kocasının çok satan kitabı Cadı Avcısı'nda tasvir edilen korkunç cinayetleri taklit eden bir taklitçiden şüphelenerek davayı üstlenir. Ancak Jessica kısa süre sonra farklı bir kötü niyetli gücün oyunun içinde olduğunu fark eder. Ceset sayısı arttıkça Jessica davayı çözmek için zamanla yarışır.