HOKKÂ — BÂZ
Work in Progress: Metin için daha metin Deneme
Ol hokka-dehen turra-i tarrâr ile oynar
Tiryâk-i lebin satmağiçün mâr ile oynar
I.
Okuma Perdahı: Hacivat'ın Karagöz'ü çağırmasıdır
II.
Türkçenin otağ açtığı vakitlerden çöküş toplumlarındaki çâderine; Kitâbü'l-ʿİber ve dîvânü'l-mübtedeʾ ve'l-ḫaber fî eyyâmi'l-ʿArab ve'l-ʿAcem ve'l-Berber ve men âs̱erahüm min ẕevi's-sulṭâni'l-ekber nâm eserin Muḳaddime si; Sosyal Bilimler üzere âfâkını serpene edenlerden ilâve, edebiyat tarihçilerinden poetik dizgi sahibi eleştirel denemecilere değin yazın kişilerinin de okumaklığına elzem olduğu muhakkak.
Metnin tarihsel atıfla ilerlemesi de zaman/dizini toplamı ile değil; başka disiplinlerin kılavuzuna ölçek tutmak için yazılması gerektiğini ayrıca güçlendirir.
Yunus Emre'nin yazmalar üzere telifini aramak ‘Edebiyat Tarihi' kadar sosyologdan tarihçiye, iktisattan kültürel antropolojiye veri kaynağına ait ortak kümenin ısrarıdır.
Kışkırtıcı olmasını değil kaçınılmaz olmasını ifade etmek için Adorno'nun metinlerinin kazanımı hatırlanmalı.
[Nach Auschwitz ein Gedicht zu schreiben, ist barbarisch.]
Auschwitz vahşetinde buyrulan ifadeyi bir de disiplinlerin tohumunda patlayan kök metin olarak okumak!..
İnsiyâkî her redakte edilen şiir barbarcadır!..
III.
Soyutlama yetisini hayatından nakış nakış eksilten insanoğlunun spiritüel olana izdihamında trajedinin doğurduğu tosun komedi muhakkak.
Murâkabeye varmayan méditation nâmına ritüelleri kentsoylu randevularda kılmak, hayvan sevgisini kasap podyumunda karkas ete gül takarak gidermekten farksız olmakta.
¿ Dünya şiirinin ahvâli mi - kasap havası...
IV.
Şairin duygu durumlarını ontolojik tekâmüle vardırma ısrârında, doğuş devirlerinde şiirin üstlendiği toplumsal görevlerini ozanca hatırlama sayılmalıdır.
V.
Siyasa şiire çok zaman simultane çeviri lâyık oldu ise, okuma yazma bilenleri iknâ çün kabiliyetli şairlerin çağının çağdaş cazgırı olduğundan.
VI.
Şairin, motto eylediği alıntılarda dipnot/kaynakça olsun belirtmekten sakınması, okurun kültürüne teveccühünden ziyâde şiirin geometrik kaygısına tereddüt bakış açısı olsa gerek.
Geometri bilmeyen şiir [de] yazmasın mıdır?
"Mèdeis ageômetrètos eisitô mou tèn stegèn"
VII.
Şiire de resim ölçeğinde maddi yatırım zorunluluğu doğsa idi; vasat şair olmanın pervasızlığı değil trajedisi yaşanırdı.
VIII.
Dilin işaret fişeğini yazının beşiğinde patlatan her ifade, şiire uykuda ölümü getirir.
IX.
[A Modest Proposal]
Vitrivius için Antologya ya da Dize Çekülü Şiirler Güldestesi.
Yapı üzere Vitrivius kaygılarından şiir üzere dize kaygılarına, kerpiç gibi şiirler.
X.
Bazı şairlerin aşk şiirlerine, kusura sünnetçi bakar deyip bakmıyorum.
XI.
Şiirin pornografi düzeyini anlambilime ait ölçekler ile taşıya hatta taşırabiliriz fakat pornografi ihtiyacını şairlere değil de şiire isnadı anlamlandıramayız.
Zîra, şair balıkları sevdiğini, solungaçları olduğuna iknâ etmeye meyilli şiirler yazarak gösteremezdi.
Ölü deriye yazılmamış ki Ölü Deniz Parşömenleri.
XII.
Kıssa ibret misâlde kerâmet.
Bektâşinin baldızı vefât etmiş. Ona vefât haberini veren kişi, "Erenler, senin baldızı Allah aldı" deyince, Bektâşi; "Desene Allah'la bacanak olduk" demesin mi!
[Kıssayı hikmetiyle lütfeyleyen Ârif-i billah vâsıl-ı ilallah Es-Seyyid Eş-Şeyh Muzaffer Aşkiyyül Cerrahiyyül Halvetî Kaddesallahu Sırrahul Fettâhî Hazretleri]
Lugātten yazın çevirisi eylemeyi hatırlatır bu kıssa.
Bazı çevirmenler, hâlâ, yazın kişilerinin bacanağı olarak metinlerine layık olacağını zannetmekte.
XIII.
Sel ekinin kütük tümceleri şiiri de çamurlu suyunda sürükledi.
Roman türünde vasatı şiirsel bildiğimiz gibi iknâ olunmamış her yazılı üretimi kotarma gayretini şiirsel taltifi ile pazarlığa açan matbuat esnaflarıydı.
Tamahkârlığın kompozisyonu: Habis şiirsel imkân!..
XIV.
[Fantaisie üzere]
aa. Üst dil ile bilimsel metinde okuru, imge ise edebi metinde yazarı olumlamaz. Yaratıcılık alanları bu sorumsuzluğun kabiliyetindedir.
ab. Yazınsal kuvveyi didaktik kılmak değil - yazının varlığını çiğitlemektedir.
ac. Dilin kemiği yok - yabancı dil!
XV.
Safdil okur Nâzım Hikmet'in arzu nesnesini imge dizgesi eylediği kadın'ı aşk şiirleri kavlinden okuyadursun.
Türk şiirinde erotik yazın, Oktay Rifat mürekkebinde künhüne varmıştır.
Müddeâ [başkaca ve ayrıca] şiir örneklemleri ile değil Yeni Şiirler başat olmak üzere, kurulan ve çatılan yapıt kabulünde geçerlidir.
XVI.
[Koçaklama Metinlerarasılık]
Koçaklama Metinlerarasılık: Bahçenin, mevsimleri dahi farklı iki çiçeğinin birbirine çatılı cenk şiirleri.
1453
Les Turcs, devant Constantinople, / Virent un géant chevalier /
A l'écu d'or et de sinople, / Suivi d'un lion familier. //
Mahomet Deux, sous les murailles, / Lui cria: "Qu'es-tu?" Le géant /
Dit: "Je m'appelle Funérailles, / Et toi, tu t'appelles Néant. //
"Mon nom sous le soleil est France. / Je reviendrai dans la clarté, /
J'apporterai la délivrance, / J'amènerai la liberté. //
"Mon armure est dorée et verte / Comme la mer sous le ciel bleu; /
Derrière moi l'ombre est ouverte; / Le lion qui me suit, c'est Dieu.
[Victor Hugo, La Légende des siècles - Les Petites Epopées (1859)]
CENK ŞARKISI
[Sebîlürreşâd cerîde-i İslâmiyyesinin kahraman askerlerimize armağanı]
Yurdunu Allah'a bırak, çık yola / "Cenge!" deyip çık ki vatan kurtula. /
Böyle müyesser mi gazâ her kula? / Haydi levend asker, uğurlar ola. //
Ey sürüden arkaya kalmış yiğit / Arkadaşın gitti, yetiş sen de git.
Bak ne diyor, cedd-i şehîdin, işit / Durma git evlâdım, uğurlar ola. //
Durma git evlâdım, açıktır yolun... / Cenge sıvansın o bükülmez kolun;
Süngünü tak, ön safa geçmiş bulun. / Uğrun açık olsun, uğurlar ola. //
Yerleri yırtan sel olup taşmalı / Dağ demeyip, taş demeyip aşmalı
Sendeki coşkunluğa el şaşmalı / Haydi git evlâdım, uğurlar ola. //
Yükselerek kuş gibi Balkanlar'a, / Öyle satır at ki kuduz Bulgar'a
Bir daha Osmanlı'ya güç sırtara / Git de gel evlâdım... uğurlar ola. //
Düşmana çiğnetme bu toprakları / Haydi kılıçtan geçir alçakları!
Leş gibi yatsın kara bayrakları! / Kahraman evlâdım, uğurlar ola. //
Balkan'ı bildin mi nedir, hemşeri / Sevgili ecdâdının en son yeri.
Bir sıla isterdin a çoktan beri / Şimdi tamam vakti... Uğurlar ola. //
Balkan'ın üstünde sızan her pınar / Bir yaradır, durmaz içinden kanar
Hangi taşın kalbini deşsen: Mezar! / Gör ne mübarek yer... uğurlar ola. //
Eş hele bir dağları örten karı / Ot değil onlar, dedenin saçları
Dinle şehit sesleridir rüzgârı! / Durma levend asker, uğurlar ola. //
Ey vatanın şanlı gaza mevkibi, / Saldırınız düşmana arslan gibi
İşte Hudâ yâveriniz, hem Nebi / Haydi gidin, haydi, uğurlar ola.
[Sebilürreşad, 4 Teşrinievvel 1328/17 Ekim 1912, c. 9, nr. 215]
Hür ve kabul edilmiş metinlerarasılık üzere [ayr. bkz. Fatih SAKALLI, Mehmet Âkif Ersoy'un ‘Cenk Şarkısı' ve ‘Ordunun Duası' Şiirlerinde İstiklâl Marşı'nın İpuçları, Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, cilt.10, sa.18, ss.267-278, 2018 (Hakemli Dergi)]
XVII.
[Antoloji çün Analogie]
1. Türk Coğrafyası Edebiyatında Beyoğlu
Beyoğlu
Sen bir Beyoğlu idin, abdalım dedin, / Her varlığın yerde zehir mi yedin? /
Ananı babanı yetim mi kodun? / Kalk kardaş gidelim iline doğru. //
Sen bir Beyoğlu idin, haylamaz iken, / Derin geçitleri boylamaz iken, /
Olur olmaza söz söylemez iken, / Kalk kardaş gidelim iline doğru. //
Sen bir Beyoğlu idin, üşenmez iken, / Kuş tüylü döşeğin döşenmez iken, /
İbrişim kuşaklar kuşanmaz iken, / Kalk kardaş gidelim iline doğru. //
Altun bir çıngırak taktım koşuma, / Beş yüz atlıyı düşürdüm peşime. /
Soğuk bir su kattın benim aşıma, / Kalk kardaş gidelim iline doğru. //
Bu ağır Nizip'te yenilen Hafız Paşa'ya aittir deniliyor. Ağıt kız kardeşi tarafından söylenmiştir.
[Ali Rıza Yalman, Cenupta Türkmen Oymakları,
Kültür Bakanlığı Yayınları Ank. 1993 Cilt II Sf.: 277 - 278]
2. Türk Dünyası Edebiyatında Beyoğlu
BEYOOLU
Beyoolu'na gidärkana / Koptu, da koptu kıeemet /
Arabein, yollarında / Aradı, buldu selämını. //
Beyoolu'nun yapıları / Yandı da yandı, kül oldu. //
Ah Beyoolu, Beyoolu / Yandı da yandı, kül oldu. /
Yandısaydı, Beyoolu yandı, / Sana da bana ne oldu? //
Saa yanımda, sol yanımda / Var mıydı demir yapısı? /
Saa yanımda, sol yanımda / Var mıydı komuşu kapusu? //
Ah Beyoolu, Beyoolu / Yandı da yandı, kül oldu. /
Aylemektän şu gözlerimdän / Derä da deniz göl oldu. //
[H. Güngör- M. Argunşah, Gagauz Türkleri: Tarih-Dil-Folklor ve Halk Edebiyatı,
Kültür Bakanlığı, Ankara 2002 s.178]
XVIII.
Sezai Karakoç'un inancını ideoloji bilenler ile ideoloji bab'ında siyasasını inanç belleyenlerin ayrı hatalar üzerinde kalabilme becerilerini ideolojik kazanım saymak da mümkün.
XIX.
Dik açı olarak, Ömer Lütfi Barkan'ın [Kolonizatör Türk Dervişleri] nâm çalışması alınabilir idi - Üçgenin iç açıları olarak Mustafa Kara'nın anlatısının [Din, Hayat, Sanat Açısından Tekkeler ve Zaviyeler] toplamı ele alındı.
Osmanlının OrtaÇağ seyahatini YeniÇağ güzergâhında seyretmesinin ağırlığını, bavullarını taşıyan câmialar dahi tartmadı.
Ki, o bavullarda fethin kundak bezleri de vardı.
XX.
Hilmi Yavuz'un külyutmaz külliyâtı, şiirleri çün, Osmanlıca scrabble'ı lirik ve soldan hep sağa dizmiştir.
XXI.
Hüsnü'l-hat'ı müdafaa yoktur hâşiyenin sathı vardır.
XXII.
[Nuri Bilge Ceylan üzere]
Pastoral olanı da görselin zamanı kendine evren kılmasını da yönelim ya da eksenine oturduğu yıldız takımı için metafizik yoklamaların ırak eylediği yapıtın düşüncesi kabul edebiliriz.
Shakespearean bir hizâ olamazdı, fakat, sekansı senaryoya senaryoyu karaktere; karakteri kurguya kurguyu panoramaya olsun kendi lirik nazarında boyutlandırma murâdı izlenmekte.
Ondandır, belki de her uzun soluklu senaryo dahilindeki dialogue'da aynı söylem ve ritmi okumaktayız.
XXIII.
Türk İslam Sentezi: Yâfes Ya Terk est.
XIV.
[Fıkıh ve Pornografi]den
Gövde bilmeyen her göz kuyuya kör taş atar.
XV.
[Arkeoloji / Alegori]
Arkeoloji ölüyle ilgilenmez: Ölü toprağı kaldırır
XVI.
Küfür: Ahlak Bandosunun nefesli çalgısı.
XVII.
Güherçile II: Yüzün Ağzına Karışmış Bir Türkçe
I.
Afrika anadilde anlatmıştı - bazı otların dil kestiğini.
II.
Bok böcekleri ve öküzler, Antik Mısır'da da kutsalmış.
III.
Melek ruh değil - fikir olma biçiminin biçemidir.
XXVIII.
T H O M A S B E R N H A R D D A Y I M ‘dan 2016
Hayvan morgu yoktur.
İnsan, ölüme dahi sessiz kalmamıştır: Dâhik.