Duvardaki Tuğla

16. yüzyılda Ebussuud Efendi şeyhülislamlık görevine gelince 200 akçe olan maaşını önce 500, ardından 600 akçeye çıkardı. İlmiye sınıfında liyakati kaldırdı, oğullarını ve diğer yakınlarını yüksek görevlere tayin ettirdi. Safevi tehdidine karşı güya halkı Sünnileştirmek için Yunus Emre, Sarı Saltuk gibi mutasavvıfları zındık ilan etti, İsmail Maşuki'yi katletti, medreselerin müfredatından doğa bilimlerini kaldırdı. Ebussuud Efendinin yol açtığı yıkımın sonuçları ağır oldu. Sünnilik adı altında cahiliye Araplarının kadın ve çocuk düşmanı adetleri, batıl inançları toplumda yerleşti. Kaderci bir anlayış yayıldı, böylece yöneticilerin hataları sorgulanmaz oldu. Astronominin yerini müneccimlik aldı, gelecekten haber almak için Kasımpaşa'da kurulan rasathane, kehanetler beğenilmeyince kapatıldı. Denizciler haritacılık bilmediği için Çeşme'de Ruslar Osmanlı donanmasını yaktı.

Orta Asya'da Türkler kutu biten devlet yöneticisini indirirdi, Uluğ Bey'in rasathanesi bir bilim merkeziydi, Göktürk sikkelerinden Arap gezginlerin seyahatnamelerine kadar tüm veriler Türklerde kadının ve erkeğin eşit olduğunu, devleti ve aileyi birlikte yönettiğini gösteriyor. Yani Orta Asya'dan getirdiğimiz değerleri Sünnilik adı altında yitirdik.

Son yirmi yılda, on altıncı yüzyıldakine benzer bir dönüşüm geçirdik. Kadercilik, yüzlerce insanın ihmal yüzünden öldüğü maden ve tren kazalarında yöneticilerin hesap vermesini engelliyor. Yüksek eğitim muhtemelen yeni yetişen neslin iktidarı sorgulamasını önlemek için kaldırıldı. Şu günlerde lise eğitimi de yok ediliyor. Bütün bunlar anaokulları hakkında dilekçe yazmaktan aciz bir bakanın beceriksizliği ile açıklanamaz. Gelişmelerin hükümet politikası olduğu çok açık. Türkiye'nin geldiği yer vahim. Özellikle taşra hastanelerinde artık doktorlar teşhis koyamıyor, gelenleri ağrı kesici yazıp evine gönderiyorlar. Mühendislik gibi teknik konularda eğitim alması için çocukları yurtdışına yolluyoruz.

Resmi okullar milattan yaklaşık iki bin yıl önce Çin'de, Mısır'da ve Hindistan'da tarım toplumlarında ortaya çıktı. Eski Yunanlılar; Mısır'a ve Mezopotamya'ya yaptıkları gezilerde, Fenikelilerin Yunan kıyılarında kurduğu ticaret kolonilerinde ve Büyük İskender'in Hindistan'a kadar uzanan seferleri sayesinde Doğululardan matematik, geometri, tıp ve felsefe öğrendiler. Ancak resmi okullar kurmak yerine özel eğitimle bu bilgiyi gelecek kuşaklara aktardılar. Resmi ve zorunlu eğitime; çocuklarda mizaç belirleme, merakı engelleme, yaratıcılığı baskılama ve ideolojiye uygun makbul vatandaş yetiştirme gibi eleştiriler getiriliyor.

Türkiye'de eğitime vurulan darbenin meyvelerini yalnızca iktidar değil muhalefet de topluyor. Anketlere göre gençlerin iktidara ve muhalefete oy verme oranı yarı yarıya. Eski genel başkanı merhum Deniz Baykal'a yapılan CIA operasyonundan sonra ABD'deki Demokratların küreselci ideolojisinin güdümüne giren CHP, 2025 yılı Nisan ayında küreselcilerin dünya genelinde yaptığı boykot çağrısına uydu. CHP'li belediyelerin yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alınan yöneticilerini bahane ederek, tabanlarını boykota davet ettiler. Fakat CHP genel başkanı bu çağrıyı yaparken "üretim"den değil "tüketim"den gelen güçlerini kullanacaklarını söyledi çünkü işçilerin kendilerini sınıf değil ulus ve din kimliği ile tanımladığı ülkemizde, kurulduğu günden beri CHP'nin tabanını küçük burjuvazi oluşturuyor. Gösterilere katılan üniversite öğrencileri, tutuklu bürokratlardan Murat Ongun'un bir aylık ev kirası olan 370 bin lirayı kazanmak için babalarının bir yıl çalıştığını, Mahir Polat'ın bindiği arabayı alacak parayı babalarının bir ömür boyu çalışarak bile kazanamayacağını sorgulamadılar. Eğer Mahir Polat babalarıyla aynı sınıftan bir emekçi olsaydı öğrenciler kendisinden nefret ederdi. Her köle efendisine aşıktır.

Boykot ABD'de Elon Musk'ı yedi ama Türkiye'de garsonun, kuryenin ekmeğiyle oynama eğlencesi olarak kaldı. Yapılan gösteriler yanıltıcıdır çünkü buralarda ortalığı birbirine katan gençler ne iki tane bakan adı sayabilir ne de oy kullanmaya gider. Türkiye'de yapılan ölçümlerde öğrencilerin oy kullanırken yaptıkları seçimlerde ideolojinin rolünün yüzde yetmişten fazla olduğu, yani rasyonel davranmadıkları görüldü. Öğrencilerin seçimlere katılım oranları da kabaca yüzde elli. Türklerin yaşları büyüdükçe seçime katılma oranları artıyor. Yani ülkemizde seçim sonuçlarını ekonomiye dahil olan orta sınıf belirliyor. CHP ise orta sınıfın ekonomisine ve değerlerine saldırıyor.