Edebiyat

Talihine Asla Güvenme

   Celil Civan       Temmuz 2024

Talihine Asla Güvenme

"Bir zamanlar gizemli bir adam bir kente gelir. Kentin başına bela bir yaratık vardır. İnsanlara bilmeceler sormakta, bilemeyenleri ise öldürmektedir. Gizemli adam yaratığın kendisine sorduğu bilmeceyi çözüp onu öldürür ve kentin hükümdarı olur. Eski hükümdar öldürüldüğü için onun dul karısı ile evlenir. Bu sırada kentte veba salgını yaşanır. Yeni hükümdar bu sorunu da çözmek ister. Öğrendiğine göre salgının nedeni eski hükümdarın katilinin bulunamamasıdır. Yeni hükümdar cinayeti çözer ama hayatının şokunu yaşar: Eski hükümdarın katili kendisidir! Üstelik öldürdüğü eski hükümdar babasıdır, dolayısıyla annesi ile evlenmiştir..."

Yukarıdaki anlatı modern bir kurmaca, fantastik bir polisiye romanı hatırlatır. Oysa bilindiği üzere bu Oidipus'un hikâyesidir. Hem -tabiri caizse- dedektifin hem katilin kendisi olması anlatıya gayet modern bir kurmaca havası katmaktadır. Oysa tam tersini söylemek gerekir elbette: Modern polisiye kurmacalar Oidipus'tan izler taşır. Ama modern kurmacalarla tragedyalar arasında mühim farklar vardır.

Anlatının modern havasını korumak için iki şeyi eksik bıraktım. Birincisi, modern bir kurmacada cinayetin açığa çıkmasından sonra hikâyenin nasıl bir yol alacağı pek çok biçimde anlatılabilir. Oysa modern bir kurmacanın nasıl biteceği belirsiz olsa da söz konusu bir Antik Yunan tragedyası ise son az çok bellidir: Kahramanın talihi/bahtı değişir. Bunu haber veren ise eksik bıraktığım ikinci unsurdur; bir kahinin varlığı. Oidipus'un sonu malumdur: Kahin Teiresias'a danışınca katilin kendisi olduğunu öğrenir. Başta kendisine komplo kurulduğunu düşünse de olayın tanıkları tek tek ortaya çıkmaya başlayınca her şeyin farkına varır. Annesi kendisini asar, Oidipus da gözlerini kör eder.

Modern bir kurmacada her şeyi baştan bilen bir kahine rastlamayız. Zira tragedya dünyası bütüncül bir dünyayı anlatır, her şey aslında baştan bellidir. Oysa modern kurmaca parçalanmış bir dünyayı yansıtır. Dolayısıyla kahramanın başına ne geleceği belirsizdir. Diğer yandan, yine bu nedenle modern kurmacada talihin/bahtın dönüşü de yoktur: "Modern kurmaca diye bir şey varsa, onun en kısa tanımı "baht dönüşünün ortadan kaldırılması" olabilir. Zaman artık kendi sonuna varmak için acele etmez, Satürn gibi kendi çocuklarını yemez. Auerbach'ın Virginia Woolf kurmacasının ilkesi olarak ileri sürdüğü o "rastgele an" tam olarak budur: artık herhangi bir şeyi ne kuran ne de yıkan, hiçbir sona varmayan ama potansiyel olarak tüm zamanı ve diğer tüm yerleri içerecek şekilde sonsuza dek genişleyen o an. Mekanın cömertliğiyle kazanılmış bir bir-arada-varoluş zamanı." (Jacques Rancière, Kurmacanın Kıyıları, Metis Yayınları, s. 126-127.)

Ancak modern kurmacanın trajik dünyadan uzak olması gibi biz modern okurlar da bu dünyadan uzak düşer, onu anlamayız. Talihin talihsizliğe dönüşü bize bir lanet, hatta tanrıların gaddarca bir oyunu gibi gelir. Oidipus'u tanrıların elinde oyuncak olmuş bir kahraman gibi görürüz. Oysa Sophokles gibi bir tragedya yazarı meseleyi bu kadar "seküler" bir noktadan ele almaz. Öncelikle tanrılar ne yaparlarsa yapsınlar, onlara saygı gösterilmelidir. Diğer yandan kibir talihin elden kaçmasına yol açan en büyük suçtur. Dolayısıyla kimse gücüyle, servetiyle, zekasıyla kibirlenip talihinden olmayacağını düşünmemelidir. Dahası talih bir anda değişiveren bir şeydir. Bu yüzden Oidipus tragedyasının son cümlesi manidardır: "Onun için, son gününü görmeden, hiç kimseye mutluluğa ermiş demeyin!.." (Kral Oidipus, Mitos Boyut Yayınları, s. 67.)

Bir kahraman talihine asla güvenmemelidir. Yine Sophokles'in Aias tragedyasında Athena'nın Odysseus'a dediği gibi:

İşte bunları görüyorsun: sen hiçbir zaman tanrılara karşı küstahça bir şey söyleme; kolunun kuvvetiyle olsun, yığdığın servetin bolluğiyle olsun, birinden üstünsen de hiç kibirlenme. Çünkü bir tek gün insanoğlunun halini alaşağı edip sonra gene de yükseltmiye kâfidir. Tanrılar iyileri sever, kötülerden nefret eder. (Sophokles, Aias, MEB, s. 8.)

Burada "iyiler" diye geçen ifadenin orijinali "sōphronéō"dur ve "itidal, ılımlılık; aklı başında, sağduyulu olma" gibi anlamlara gelir. Kelimenin bunlardan biriyle karşılanması daha makuldür zira bu saydığım anlamlar Antik Yunan'da önemli erdemlerdir ve kibirin karşıtıdır.

Diğer yandan, talihin/bahtın dönüşünün daha önemli bir yönü var. Oidipus tragedyasını tekrar hatırlayalım. Oyunun en önemli karakterlerinden biri kahin Teiresias'tı. Teiresias her şeyi önceden bilir, bir bakıma tanrıların elçisi, sözcüsü gibidir; oyunda bilgeliğin timsalidir. Tragedyaların bu meşhur kahininin en önemli özelliği ise kör olmasıdır. Dolayısıyla Sophokles tragedyasında bir benzeşim kurar: Oidipus da yaşadığı talihsizlikler nedeniyle oyunun sonunda kendisini kör eder. Bu körlüğü modern okur bir işkence, abartılı bir eylem gibi görebilir ama Antik Yunanlılar için bu körlük bilgelik yolundaki ilk adımlardan biridir. Nitekim Sophokles'in bir sonraki oyunu Oidipus Kolonos'ta'da kahramanın kör olduktan sonra nasıl bir bilgelik kazandığı açıkça görülür.

Dolayısıyla Yunan tanrıları gaddardır belki ama hakkaniyetsiz değildir; kibri yüzünden kahramanın talihini altüst ederler ama bu talihsizliğin ona bilgelik kazandırmasına da izin verirler. Trajik düşüncede talihsizlik saf bir olumsuzluk değildir. Talihsizlik bilgeliğe giden yolu açan anahtardır. Kahraman talihsizliğine üzülmemelidir. Yunan tanrıları olsa olsa ironik varlıklardır. Kahramanın gözlerini kör ederler ama böylelikle kahraman "dışarıyı" görememesi sayesinde derin bir "iç" görü kazanmış olur.

Yazar'a ait Diğer Yazılar

Celil Civan

1978 yılında Almanya'da doğdu. 1995 yılından beri çeşitli dergilerde öyküleri, sinema ve edebiyat eleştirileri yayımlanmaktadır. 2011-2018 yılları arasında Hayal Perdesi Sinema Dergisi'nin genel yayın yönetmenliğini yaptı. 2020 yılında ilk romanı Başkan Mao'nun Gizli Hazinesi yayımlandı. Richard Falk'tan Kamusal Entelektüel'i, Philip Cunliffe'den Yeni Yirmi Yıl Krizi'ni, Raymond Aron'un Hatıralar'ını (Lütfi Fevzi Topaçoğlu ile birlikte), Robert D. Kaplan'dan Trajik Akıl'ı çevirdi. Halen editörlük ve çevirmenlik yapmaktadır.